21 Ağustos 2010 Cumartesi

GEVŞEME EGZERSİZLERİ

GEVŞEME EGZERSİZLERİ


Gevşeme egzersizlerinin temeli beyindeki “alfa” dalgalarını arttırmaya dayanır.


Alfa dalgası rüya görürken, vücut gevşemiş haldeyken ve zihnin sakinleştiği dönemlerde ortaya çıkar.


Şuurunuz kendi içine dönükse daha kolay bir şekilde “alfa” durumuna girerseniz.


Çevremizle meşgulken, fiziksel faaliyetteyken, zihinsel çalışma halindeyken hakim olan “beta” dalgasıdır.


Gevşeme egzersizinin amacı “beta” dalgasını azaltıp “alfa”yı ortaya çıkarmaktır.


ÇALIŞMA ÖNCESİ ÖN HAZIRLIK


Gevşeme durumuna geçebileceğiniz sakin, sessiz, fazla aydınlık olmayan bir ortam ayarlayın.


Üzerinizde rahat bir giysi olsun, çalışma öncesi ağır yemek yemeyin ve kafeinli içecekler içmeyin. Çalışmalarınızdan önce ılık bir duş alırsanız çok yararlı olur. Suyun negatif enerjileri polarize etme özelliği olduğundan gevşemenize yardım eder.


Kaslarınızının iyice gevşeyebilmesi için sırt üstü uzanın, bacak ve kollarınızı birbirine kavuşturmayın.



GEVŞEME DURUMUNA GEÇİLMESİ


Rahat bir şekilde yatağınıza uzanın....


Sabit bir noktaya bakışlarınızı odaklayın. Bu noktaya dikkatle bütün ayrıntılarını kaydetmek istercesine bakın ve sonra gözlerinizi kapatın...


Gözlerinizi kapattığınızda bir anlık gevşeme hissediceksiniz. Bu gevşemeye konsantre olun ve gevşemeyi uzatmaya çalışın. İlk denemede bunu hissedemezsiniz tekrar deneyin.


Tekrar gözlerinizi açın....


Bütün dikkatinizi toplayarak baktığınız o noktaya kaçıp gidecekmiş gibi davranın. Tüm ayrıntılarına dikkat edin....


Tekrar gözlerinizi kapatın....


Yüzünüzdeki bütün kasları gevşetin. Bunu yapmakta zorlanıyorsanız gergin olduğunu hissettiğiniz kaslarınızı önce sonuna kadar sıkın ve sonra serbest bırakın.


Tekrar gözlerinizi açın....


Artık gözlerinizi kapatmak isteyeceksiniz. Ama kapatmayın... Dikkatinizi seçmiş olduğunuz noktaya iyice odaklayın...


Tekrar gözlerinizi kapatın...


Yavaş yavaş daha önce hiç hissetmediğiniz kadar bir yumuşama dalgasının sizi sardığını hissedeceksiniz...


Son bir kez gözlerinizi açarak çalışmayı baştan alın. Noktaya iyice konsantre olduktan sonra gözlerinizi kapayın ve gevşeme halinin giderek artarak tüm vücudunuzda ağır ağır dalgalandığını ve sizi sardığını hissedin...


Artık çalışmanız bitinceye kadar gözlerinizi açmayacaksınız.


NEFES ALMA EGZERSİZLERİ


Nefes alma egzersizleri gevşeme çalışmalarının en temel uygulamalarından biridir.

Gevşemenin sağlanmasında etkin bir rol oynar.

Nefes alma tekniklerini uygularken burundan nefes alıp, ağızdan nefes vermeniz gerekir.


Nefes Alma Teknikleri üç aşamadan oluşur:

  1. Yavaş Nefes Alma
  2. Nefes Tutma
  3. Nefes verme


Önce ağır ağır birkaç kez nefes alıp vermeye başlayın. Bunu yaparken sizi çevreleyen havanın kozmik bir enerji sağlayan sıvı olduğunu ve nefes alırken ciğerlerinize dolduğunu düşünün.


İçinizden yavaşça 7’ye kadar sayarak soluk alın ve içinizden 3’e kadar sayarak nefesinizi tutun... Gerilmeyi hissederek bu durumu koruyun.

Sonra aynı tempoda 5’e kadar sayarak nefesinizi yavaş yavaş ağızdan vermeye başlayın...


Nefesinizi verirken gevşeme durumuna geçtiğinizi hissedeceksiniz.

Bunu 7 kez tekrar edip normal tempoya dönün.


Gevşemeyi ve gerilimin yerini alan derin huzuru hissedin.

Giderek daha çok gevşediğinizi, nefes alıp verdikçe bilincinizin kendi içinize, enerjinizin ve düşüncenizin çıktığı kaynağa döndüğünü hissedin.


Kendinizi içinizden hissedin ve ağır ağır düzenli bir şekilde nefes alıp vermeye devam edin.


Bu düzenli nefes alıp verme sizi beşikteymiş gibi ağır ağır sallamaya ve sakinleştirmeye devam edecektir.


Zihninizi tamamen kendi haline bırakın. Şimdiye kadar hiç tatmadığınız büyük bir huzur duygusunun içinde sizi sarmalamasına izin verin.


Birkaç dakika sonra alfa ritmi ile beyin ritmleriniz tamamen uyum sağlamış olacak.

Bugüne kadar hiç tatmadığınız bir huzur ve rahatlık içinde olacaksınız.


Bu arada kendinize:


“Gevşiyorum..... gevşiyorum.....” diye içinizden telkinde bulunun. Gevşemenin şuuruna varın.


Artık uyku ile uyanıklık arasındaki şuur halinin içindesiniz.


Her “Gevşiyorum...” diye düşündüğünüz an vücudunuz, beyniniz, tüm benliğiniz gevşemeye hızla devam edecek.


OLUMLU SÖZLER


Çalışmanızı daha olumlu hale getirmek ve kolaylaştırmak için aşağıdaki sözleri kendi içinizden tekrarlayabilirsiniz...


*Vücudumu hissediyorum....

*Ve onu tamamen serbest bırakıyorum...

*Çalışmalarım ilerledikçe daha rahat gevşiyorum....

*Her gün, her yönden daha iyiye gidiyorum.

*Güvenimi geliştiriyorum. Hayata güveniyorum....

*Kendime güveniyorum....

*Gayet rahat.... Gayet sakinim.....


Buraya kadar olan çalışma sizi hafif gevşeme dediğimiz şuur hali içine sokmak içindi.


Bir sonraki yazımda bir adım daha ileri giderek “Derin Gevşeme ve Kendi Kendine Telkin”

(Oto- Hipnoz) konularından bahsedeceğim.


Sevgiyle kalın.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

ZİHİN VE MEDİTASYON

ZİHİN VE MEDİTASYON


Hiçbirimiz doğduğumuzda bir zihne sahip değildik. Zihin dediğimiz biyolojik bilgisayarın işlemeye ve kaydetmeye başlaması doğumdan itibaren 3 veya 4 yıl alıyor.


Yapılan araştırmalarda kız çocukların “bilgisayarlarının” erkek çocuklardan biraz daha üstün olduğu ortaya çıkmış, onların zihni daha önce dolmaya ve çalışmaya başlıyor. Sonuç olarak kızlar, erkeklerden daha önce konuşmaya başlıyorlar.


Çocukluğumuzu hatırlamaya çalıştığımızda 3 ya da 4 yaşlarımızda takılmamızın sebebi, daha öncesinin kayda geçmemiş olmasındandır.


Zihin aileden sonraki verilerini okuldan, arkadaşlardan, çevreden toplamaya devam ediyor. İzlenimlerini, okuduklarını, yaşadıklarını yorumluyor, tartışıyor, yargılıyor, kıyaslıyor, yakınıyor, endişe ediyor, korkuyor, beğeniyor ya da beğenmiyor, bazılarını bilinçaltına atarak bastırıyor, uykumuzda bile çalışarak rüyalarımızı yaratıyor.


Zihnimizin yarattığı bunca gürültü her zaman içinde bulunduğumuz durum ile ilgili olmayabiliyor, çoğu zaman geçmişte yaşanmış şeyleri yeniden canlandırarak acı çekip, gelecekte olabilecek şeyler için kaygılanıyor.


Bu kaygılar, endişeler ve olumsuz düşünceler önce duygularımıza sonra enerjetik bedenimize daha sonra da fiziksel bedenimize yansıyarak birçok hastalığı davet ediyor.


Üstelik zihnimiz, içinde bulunduğumuz durumu ya de geleceğimizi geçmiş deneyimlere göre yorumladığından geçmişin kopyası olan geleceğimizi de yaratıyor.


Aslında doğru ve yapıcı kullanıldığında muhteşem bir alet olan zihnimiz üzerinde nasıl hakimiyet kurabiliriz ya da başka bir deyişle onun efendisi oluruz?


Tanrı, insanı yarattığında zihni için bir açma ve kapama düğmesi yaratmamış. Büyük ihtimalle insanın bunu keşfetmesini istemiş.


Zihnimizi istediğimizde açıp, istemediğimizde kapatmaya “MEDİTASYON” diyoruz.


Meditasyon, hem bizim zihnimizden ayrı bir varlık olduğumuzu keşfedip kendimizle tanışmamızı sağlar, hem de zihnimizi dinlendirip daha iyi çalışma ve daha zekice işleme kapasitesine kavuşturur.


Meditasyonla hem zihnimiz hem de varlığımız dinlenir.


Gece, gündüz uyku da dahil olmak üzere çalışan bir zihin güçsüzleşir, donuklaşır, yaratıcılığını ve parlaklığını kaybeder.


Zihnimizi arada sessizleştirip, gerektiğinde kullanmayı öğrenirsek yaşam boyu bize hizmet edecek muteşem bir güce sahip oluruz.


Varlığımız için ise meditasyon; bize sessizliğin, sonsuzluğun, ölümsüzlüğün ve varoluşun kapılarını açar.


Meditasyon, bize İlahi dünyayı, Tanrısal olanı sunduğu gibi fiziksel dünyada da zihnimizi gücüne kavuşturarak ve gereksiz gürültüleri susturarak iki yönden hizmet eder.


Zihnimiz sessiz olmayı birden öğrenemez ama sessizlikten güç aldığını kavradığında artık hiçbir şey bizim için eskisi gibi olmayacaktır.


Zihnimiz sessizleştiğinde “VARLIĞIMIZ EFENDİ”dir ve O Efendi zihnini gerektiğinde kullanıp, gerekmediğinde kapatabilmelidir.


Bir sonraki yazımda kendi kendinize uygulayabileceğiniz saatlerce uyumuş gibi zinde ve enerjik hissettirecek nefes ve gevşeme egzersizlerinden bahsedeceğim.


Sevgiyle kalın.

1 Ağustos 2010 Pazar

ASTRAL SEYAHAT

ASTRAL SEYAHAT


Astral Seyahat en basit anlatımıyla fiziksel bedenimizi geride bırakıp, istediğimiz yere gitmek ve tekrar bedene geri dönmek anlamına gelir.


Astral yapmanın en önemli yanı, bu ayrılmanın, ruhun beden olmaksızın da yaşayabildiğini yani ölümün son olmadığını göstermesidir.


Astral yapmanın yararlarından biri, insanların ölüm korkusundan kurtulmalarını sağlamak, diğeri de dünyaya farklı göze bakabilmelerini sağlamaktır.


Astral bedenden bakıldığında her şey daha açık, daha aydınlık ve daha keskin bir hale gelir.


En önemlisi bilincimizin fiziksel bedenimizden ayrılabileceğini anladığımızda; fiziksel bedenimize ne olursa olsun, ruhumuzun varlığını sürdürebileceğinin farkına varırız.


Bu da ölümün son olmadığını, gerçekte sadece farklı bir serüvenin başlangıcını işaret ettiği anlamına gelir.


ASTRAL BEDEN


Astral beden fizik bedenin kopyasıdır ama daha ince ve yoğunluğu çok daha azdır.


Astral seyahati yaparken bunu astral beden içinde yaparız ve ara sıra bunun farkında olabiliriz.


Hayalet gördüklerini söyleyen insanların gördükleri şeyin, aslında astral bedenin çeşitli şekillere bürünmüş hali olması son derece muhtemeldir. Yani hayalet denilen şey ruhun görüntüsü değil, ruhsal enerjinin şekillendirdiği “Astral Beden”dir.


GÜMÜŞ KORDON


Astral bedenin fizik bedene gümüş bir kordonla bağlı olduğu söylenir. (Ben bunu kendi deneyimlerimde tam olarak bir kordon gibi değil şimşeğe benzer çok güçlü bir ışık olarak gördüm)


Bu gümüş kordon doğasında çok elastiki olup, neredeyse sonsuza kadar esneyebilir.

Aslında bu kordon, geniş bir frekans aralığında korkunç bir hızla dönen ve titreşen moleküller kütlesidir. Dolayısıyla kişi, fiziksel bedeninden ne kadar uzağa giderse kordon da o kadar esner ve incelir.


ASTRAL SEYAHAT TEKNİKLERİ


Astral seyahati denemek isteyenler için tekniğe geçmeden önce olmazsa olmazlardan kısaca bahsetmek istiyorum. Bu şartlar yerine getirilmezse astralın gerçekleşmesi mümkün olmaz.


İlk olarak uygun bir yer seçimiyle işe başlamalısınız. Bu çalışma için, evde yalnız değilseniz herkesin yatmasını beklemek daha uygun olur.

Üzerinizdeki giysiler mutlaka sizi rahatsız etmeyecek ve bedeninizi sıkmayacak türden olmalıdır.

Odanızın ısısı ne çok soğuk ne de sıcak olmalıdır.

Evdeki insanları odanıza girmemeleri konusunda uyarın. Bedeninizden ayrıldığınızda odaya kimsenin girmesi, bedeninize ani dönüşlere sebep olur.

Böyle bir istenmeyen durum yaşarsanız, yataktan kalkmadan mutlaka uyuyun, az önceki ani girişin olumsuz etkisi kaybolsun.


Bunun dışında astral yapma niyetinizin ne olduğuna iyice bakın. Egodan kaynaklanan niyetler de başarısızlığa uğrarsınız. Niyetiniz saf ve temiz olmalı, negatif düşünceler taşımamalıdır.


Başaracağınızdan emin olmalısınız. Çünkü astral seyahat tamamen düşünce konsantrasyonuyla gerçekleşen bir çalışmadır. Bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren bütün hareketlerinizi düşünceleriniz yönlendirecektir. Yapabileceğinize olan inancınız ve sağladığınız uygun ortam sizi başarıya götürecektir.


Deneyi gerçekleştireceğiniz günde alkol, kafein gibi uyarıcılar almamalı, ağır yemekler yememelisiniz. Ayrıca sakin ve huzurlu bir ruh hali içindeyken denemelisiniz. Gün içinde sizi sinirlendirecek, öfkelendirecek bir şey yaşadıysanız astral deneyiminizi erteleyin.


Eğer astral seyahat sırasında korkacağınızı hissediyorsanız ya vazgeçin ya da bu konuyla ilgili bilginizi arttırın. Korku bilmemekten kaynaklanır. Yeterli ve sağlıklı bilgiler edinirseniz korkunuz kaybolacaktır.


Kalp rahatsızlığı olanlara kesinlikle bu çalışmayı önermiyorum.


Bedeninizin pozisyonu;

Astral yaparken bedenin en rahat pozisyonu sırt üstü uzanma halidir.

Bacaklar çapraz olmamalı, elleriniz bedeninizin iki yanında ve başınızın altında yastık olmalıdır. İsterseniz ince bir örtü ile üstünüzü örtebilirsiniz.


ASTRAL SEYAHAT TEKNİĞİ


Gerçekleştireceğiniz ilk astral deneyiminizde doğru olan çok yakın bir yer seçmektir.

Bedeninizden 1-2 mt uzaklaşmak yani bulunduğunuz odada kalmak çok uygundur.

Deneyimi gerçekleştirmeden önceki hafta her sabah ya da akşam kendinize zihinsel telkinde bulunun;


.............tarihinde beden dışı bir deneyim çalışması yapacağım. Kendi isteğime bağlı olarak bedenimi terk edip, odamın içinde kısa bir süre kalacağım. Kendimi ve çevremi bedenimin dışında seyredeceğim. Düşüncelerime kolaylıkla hakim olup, istediğim zaman bedenime döneceğim. Bunu gerçekleştirebilecek yeteneğe sahibim.


Astral Seyahat yapmanın birden fazla metodu olsa da ben size burada en kolayından bahsetmek istiyorum:


Yukarıdaki koşulları gerçekleştirdikten sonra yatağınıza sırt üstü uzanın ve gözlerinizi kapayın. Gitmek istediğiniz yerden ve bedeninizi terk edeceğinizden başka zihninizde hiçbir düşünceye yer vermeden iyice gevşeyin.


Bu deney boyunca kafanızda hiçbir soruna yer vermeden sadece gerçekleştireceğiniz deneye konsantre olun.


Sadece nefesinize odaklanarak iyice gevşeyin ve yatağınızın öne ve arkaya doğru hafifçe sallanmaya başladığını düşünün. Her an astral bedeninizin çıkmak üzere olduğunu hissederek içinizden şu sözleri tekrarlayın:


“Sallanmalar artıyor.... Gevşiyorum...... Bedenimi terk etmek üzereyim......Astral bedenim vücudumu terk ediyor” diye telkinlerde bulunun.


Bu telkinlerde bulunurken vücudunuzda enerji devinimleri, seyirmeler ve kulak çınlamaları başlayacaktır. Bedeninizin bir balon gibi şiştiğini hissedebilirsiniz. İki gözünüzün arasında baskı hissedebilirsiniz. Bunlar vücudun terk edilme anında yaşanan doğal gelişmelerdir.


Bulutumsu görünüşteki astral bedeninizin fiziksel bedeninizin gözeneklerinden çıktığını, bir kuş gibi havada süzüldüğünüzü imajine ederseniz bu konsantrasyonunuz sizi, fiziksel bedeninizden çıkaracaktır.


Tüm çalışmalarınızı yönlendirecek olan tek şey düşüncelerinizin konsantrasyonudur.

Bedeninizi terk ettiğiniz anda düşünceleriniz hareketlerinize yön verecektir.


İlk birkaç denemenizde yatağınızda yatmakta olan bedeninizi seyredip yavaşça bedeninize geri dönmeyi isteyin.


Bedeninize geri dönmek en kolayıdır. Sadece bunu düşünmeniz yeterli olacaktır.


Zaman içinde bu pratiği kazandıktan sonra mekan dışı deneyimler de yapabilirsiniz.


Astral Seyahat ile ilgili çalışma yapanlar deneyimlerini ya da takıldıkları noktaları benimle paylaşabilirler.


Sevgiyle kalın.