21 Ekim 2010 Perşembe


“İÇİMİZDEKİ ÇOCUK”


Ruhumuzun bedenimize bağlanmasıyla başlayan ve “ergenlik” dönemimize kadar devam eden süreç hepimiz için çok büyük önem taşıyor. Çünkü yetişkinlik dönemimizde yaşadığımız, bazen de sebebini anlamakta güçlük çektiğimiz sorunlarımızın kökeninde çocukluk dönemimizde geçirdiğimiz tecrübeler vardır.


İşte bu geçmişte yaşadığımız bazen reddedip unutarak bazen baskılayarak bilinçaltımıza ittiğimiz bu tecrübelerimizin toplamına “içimizdeki çocuk” diyoruz.


İçimizdeki çocuğun yaşadığı acı verici tecrübeleri bilinçaltımıza ne kadar itersek, o kadar etkilerini sürdürüp bilincimize hükmetmeye başlarlar. Öyle ki yetişkin olarak hayatımızı özgürce ve serbest irademizle ve kendi kararlarımızla sürdüremez hale gelebiliriz.


Sonradan pişman olsak da bazı durumlarda kontrolden çıkıp başkalarına karşı sergilediğimiz davranışların sebebi “içimizdeki yaralı çocuktur”. Bu gibi durumlar ve olaylar karşısında gerektiğinden fazla tepki vermek, güçlü duyguların eşlik ettiği öfke patlamaları şeklinde görülür.


İçimizdeki çocuk bilinçaltımızın bir parçası olduğu için, ondan dolaylı olarak haberdar oluruz. Aşağıda sıraladığım tutum ve davranışlar “içimizdeki çocuğun” yaralı olduğu mesajını bize verirler:


· Karşı cinsle olan ilişkilerimizde daima ötekine bağımlıysak;


· Başkaları tarafından sevilmeyi, ilgi görmeyi ve dikkat çekmeyi sürekli bekliyorsak;


· Mevcut bütün bağımlılık formlarına yatkınlığımız varsa (Alkol, sigara ve madde bağımlılığı ve aşırı kıskançlık);


· İnsanlarla ilişkilerimizde her zaman hayal kırıklığı yaşıyorsak;


· Kendi ihtiyaç ve arzularımızın yalnızca başkaları tarafından karşılanacağına inanmışsak

(kendimize yetememek ve kendimizle başbaşa kalmayı reddetmek);


· Dikkat çekmek ve takdir edilmek için yoğun bir çaba içine giriyorsak;


· Başkalarının problemlerini çok fazla sorun edip, bundan sıyrılmakta zorluklar yaşıyorsak;


· Ani tepkilere, kontrolsüz davranışlara, öfke patlamalarına ve şiddete yatkınsak;


· Başkalarına güvenmekte zorluk yaşıyorsak;


· Depresyona yatkın olup, yaşamı yeterince anlamlı bulmuyorsak;


Bu listedeki örnekleri daha da uzatabiliriz. “İçimizdeki çocuğun” derinlerdeki yaraları hayatımıza olağanüstü etki edebilir.


Genellikle anne babalar, kendi içlerindeki yaralı çocuğu fark etmedikleri için kendi çocuklarına yansıtarak yaşarlar. Böylece kendi problemlerini nesilden nesile aktarmış olurlar.


Anne babanın sevgisizliği yada sevgilerini ifade edememeleri, önemsememeleri, çocuklar arasında ayırım yapmaları, onları takdir etmemeleri, davranışlarında istikrarsız tutum izlemeleri, güven duygusu vermemeleri, çocuğa ya da aile bireylerinden birine şiddet göstermeleri, taciz etmeleri, çocuğu istemeden dünyaya getirip bunu dile getirmeleri, yaratıcılığını ezip kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmeleri, ölçüsüzce cezalandırmaları ve yetersiz bulmaları “içimizdeki çocuğun” yaralanma sebepleridir.


Çocuğun gerçekte olmayan bir şeyi gerçek gibi algıladığı durumlar da olabilir. Çocuğun içinde bulunduğu durum, onun gerçeğini yansıtmıyor olsa bile, çocuk kendini yalnız, terk edilmiş yada sevilmediğini hissedebilir.


Bu duygusunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığının hiçbir önemi yoktur. Çocuğun içinde yaşadığı koşullarda algılaması bu yöndeyse yani yaralanmış ve incinmişse onun gerçeği değişmeyecektir. Burada önemli olan çocuğun ne hissettiğidir.


“İçimizdeki çocuğun” gerçeği sadece ne hissettiğiyle orantılıdır. İncinmesini belirleyen unsurlar, onun yaşam ve görev planının parçasını oluştururlar. İçimizdeki çocuğun yaralarını sarıp iyileştirirsek, hem üstbenliğimize uzanan kanalı iyileştirmiş, hem de yaralarımızı kendi çocuklarımıza aktarmamış oluruz. Böylece çocuklarımız bizden devralacakları yaraları iyileştirmek için güç sarfetmeyerek kendi yollarında bizden daha ileriye gidebilirler.


Bu görevimizin farkındalığı ile işe kendi “anne ve babalarımızı” affederek başlamalıyız.


Bir sonraki yazımda Reiki 2 seviyesindeki arkadaşlarımız için “dört dönem” halinde “içimizdeki çocuğu iyileştirme meditasyonu”nu paylaşacağım.


Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder